Açık hava
reklamcılığı, aslında tam anlamıyla şehirle konuşmaktır. Billboard’lar,
megalight’lar, otobüs durakları, köprü giydirmeleri, bina cepheleri… Hepsi
farklı ses tonlarında ama ortak bir amaçla konuşur: Dikkat çekmek, merak
uyandırmak, hatırlanmak. Bu mecralar yalnızca reklam değil, aynı zamanda
kamusal alanın estetik birer parçasıdır. Ve her biri, binlerce insanın geçtiği
rotalarda, markaların sesini duyurmak için mükemmel fırsatlar sunar.
Dijital
çağda, ekranlarla çevrili bir dünyada yaşıyoruz. Ama ilginçtir, fiziksel olarak
karşımıza çıkan büyük reklam panoları hâlâ gücünü koruyor. Çünkü bu reklamlar
kaçınılmaz: Gözünüzü kapatmadığınız sürece onlardan kaçamazsınız. Üstelik hedef
kitlenizi çok daha doğru noktalarda yakalayabilirsiniz.
Örneğin;
yeni bir kahve zinciri mi açtınız? O zaman sabah işe gidenlerin güzergâhında,
trafik ışıklarının hemen yanında bir billboard tam size göre. Ya da bir
teknoloji ürünü mü tanıtıyorsunuz? Üniversite kampüslerine yakın durak
reklamlarıyla doğrudan gençlerle konuşabilirsiniz.
Media Cortez
olarak markaların sesi olma yolculuğunda yıllardır açık hava reklamcılığının
gücüne inanıyoruz. Çünkü biz sadece bir reklam yerleştirmiyoruz; şehrin
dinamiklerini okuyarak, doğru mesajı, doğru zamanda, doğru yere taşıyoruz.
Stratejik medya planlamamız, yaratıcı tasarım ekibimiz ve geniş mecra ağımız
sayesinde markanızın şehirle kurduğu bağ çok daha güçlü oluyor.
Reklam
sadece görünür olmak değil, doğru şekilde görünür olmaktır. Media Cortez olarak
bugüne kadar yürüttüğümüz açık hava projelerinde, markaların hedef kitlesiyle
nasıl duygusal bağlar kurduğuna defalarca tanıklık ettik. Örneğin bir kültür
sanat festivalinin tanıtımı için tasarladığımız şehir temalı billboard’lar, hem
görsel olarak etki yarattı hem de halkta bir sahiplenme duygusu oluşturdu.
Çünkü biz her projeye "şehirle birlikte düşünme" vizyonuyla
yaklaşıyoruz.
Açık hava
reklamcılığı sadece bir afiş yerleştirmekten ibaret değil. Asıl mesele, o
birkaç saniyelik dikkat anında nasıl fark yaratacağınız. İşte burada
yaratıcılık devreye giriyor. Kimi zaman üç boyutlu görsellerle, kimi zaman
harekete duyarlı ekranlarla ya da esprili bir başlıkla insanları gülümseterek
onları yakalayabiliyoruz. Ve Media Cortez olarak bu yaratıcılığı stratejiyle
buluşturuyoruz.
Bir şehirde
yaşamak, aslında onunla sürekli bir etkileşim hâlinde olmak demek. Ve şehirle
iletişim kurmanın en etkili yollarından biri açık hava reklamcılığı. Bu
mecralar sadece markaları değil, toplumsal mesajları da taşıyabilir. Geri
dönüşüm bilincini artıran bir kampanyadan tutun da kültürel mirasa sahip
çıkmaya kadar pek çok konu billboard’larla insanlara ulaşabilir. Media Cortez
olarak bu gücün farkındayız ve yalnızca ticari değil, toplumsal faydayı da
gözeten projelere imza atıyoruz.
Reklamcılık
bir diyalog işidir. Ama bu diyaloğun tarafları sadece marka ve tüketici
değildir; içinde bulunduğumuz şehir de bu diyalogda aktiftir. Ve biz Media
Cortez olarak, şehrin diliyle konuşmayı iyi biliyoruz.
Markanızı
şehirle tanıştırmak, sesinizi görünür kılmak ve binlerce insanla göz göze
gelmek istiyorsanız; billboard’dan köprüye uzanan bu güçlü mecra ağına bizimle
adım atın.
Çünkü şehir konuşuyor. Peki sizin cümleniz hangisi olacak?